Sevgili okuyucular;
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan konuğu olan, ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’i İstanbul’da SultanVahdettin Köşkü’nde kabul etti. Görüşmesine ait edinilen bilgiye göre, görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkiler diplomatik dille kendisine kapsamlı şekilde altı çizilerek anlatıldığı duyulmaktadır. Başlıca konulardan biri, Türkiye’nin ihtiyacı olarak gördüğü Savunma kanadı için, F-16 alım sürecinin hızlandırılarak sonuca ulaştırılması istemi olduğu, ABD’nin beklentisi olan; İsveç’in NATO üyelik süreciyle ilgili nihai kararın TBMM’ye ait olduğunu ifade ederek karşılıklı hızlandırmaların yararlarının olası durumları görüşüldüğünü basından duyulan haberlerde görmekteyiz.
İsrail’in artan saldırganlığının tüm bölgeye yönelik bir tehdit oluşturduğunu, derhal ateşkes ilan edilerek Gazze’ye kesintisiz insani yardım ulaştırılması gerektiğini, İsrail ve Filistin olarak iki devletli çözüme yönelik müzakerelere bir an önce başlanması çağrısının, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan tarafından isteminde bulunulduğu.
Rusya ve Ukrayna’da üretilen gıda ürünlerinin güvenli biçimde dünya pazarlarına ulaştırılması için Türkiye’nin gösterdiği çabaların desteklenmesi ve Türkiye’nin Karadeniz’de gerilim yaşanmasını arzu etmediğinin bilinmesi,
Suriye ve Irak gibi bölgesel konular da ele alınarak, Güney Kafkasya da Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşmelerin desteklenmesinin önemi üzerindeki beklentilerini belirttiği.
Anthony Bliken’in bu ziyareti, Orta Doğu’ya yaptığı dördüncü ziyaret olmaktadır, İsrail ile Hamas arasında 7 Ekim’de başlayan savaştan bu güne kadar İsrail’e git gel yapmaktadır. Sonuçsuz ziyaretlere bakıldığında, savaş sonrası Gazze yönetiminin ve Gazze’deki çatışmaların İsrail tarafından yayılmasını durdurmaya yönelik diplomatik çabaların hayata geçirilmesi üzerinde durulduğunu açıklıyor, hani derler ya; “fol yok yumurta yok, horozsuz yumurtadan civciv beklenmez’
İsrail işgali altındaki Batı Şeria, Lübnan ve Kızıldeniz nakliye rotalarının güncellenmesi gerekliği belirtildiği, Bölge ülkeleri ile birliktelikte müzakere yapılarak mevcut gergin konuma katkı sağlanması gerektiğini hatırlatılıyor.
Türkiye’nin Dış politikalarında en önemli kazanımı olarak LOZAN anlaşması bilinmekte. Dış İşleri Bakanlarının üstün politikalarından biri Kıbrıs Barış hareketi esnasında, Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in 14 Ağustos saat 02.20’de bir sonuç alınamadan dağılan konferansın akabinde. 14 Ağustos 1974 sabahı saat 04.30’da Kıbrıs’taki Türk birlikleri harekete geçmesinde söylediği “Ayşe Tatile çıksın” sözleri oluşturmuşt u,Komşularımızla olan husumet özellikle Yunanistan ile olan ilişkilerin dostluk konumuna taşınmasında ise dönemin Dışişleri Bakanı rahmetli İsmail Cem büyük rol oynamıştı. Günümüze kadar dış politikalarda başarı orantısının yatay çizgide yürüdüğü bilinmektedir.
Günümüze bakıldığında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Uluslar arası arenada “es geçilemez” Politikalar yürüttüğü, söylemlerinin ve istemlerinin önemsenerek uluslararası boyutta dikkate alındığı görülmektedir.Bu konumun Sayın Hakan Fidanın mesleki derin bilgilerinden kaynaklandığı düşünüle bilinir mi, bilemiyorum.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı kabul etmeden önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir ön görüşme yaptığı, Biliken’i kabul toplantısında Dişişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeffry Flake de hazır bulunduğu görülmüştür.
Vahdettin Köşkü’nde basına kapalı gerçekleşen kabul öncesinde bir gurup insanların toplanarak Biliken’in İsrail ziyareti ve verdiği mesajlar nedeniyle ABD kapsamlı protesto edilme gösterisine sahne olmuştur. Blinken’in bu ziyareti, İsrail’in Hamas militanlarıyla savaşının üçüncü ayına yaklaştığı bir süreçte gerçekleşmiş oluyor.
İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını sert bir şekilde eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aynı zamanda ABD’nin PKK ilişkilerinin müttefiklik ilkeleri ile bağdaşmadığını özellikle belirtiyor. Yapılan görüşmede Blinken, “çatışmaların durdurulması, rehinelerin serbest bırakılması, Gazze’ye gönderilen tırların sayısının artırılması gibi insani yardımların genişletilmesinin önemini vurguluyor.” Hayret Biliken “U” dönüşü ifadeleri ile masumane görüntüler sergilemeye çalışıyor.
Bakın hele; Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller ne diyor, “Gıda, su, ilaç ve ticari mallar ve sivil kayıpların azaltılması” bununla kalmayarak, “Bir Filistin devletinin kurulmasını teşvik ederken İsrail’in güvenliğini de sağlayacak bir barış planı üzerinde çalışmanın önemini vurguluyor. ABD’li yetkilileri açıklamalarında, Blinken’in ayrıca Türkiye’nin Gazze’nin yeniden inşa çabalarına katılımının da görüşmesinin beklendiğini, Savaş sonrası planlama kapsamında, Blinken ayrıca İsrail’in Hamas’ı kökten temizleme hedefine ulaşması halinde Gazze’nin yönetimi ve potansiyel güvenliğine ilişkin görüşmelerde ilerleme kaydetmeyi umuyor diye açıklama yapılmıştı. Birileri Bilinken’i tutması gerekiyor galiba, bol keseden savuruyor galiba.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, bölgedeki gerilimi azaltmak ve İsrail’in Hamas’la savaşının daha geniş bir alana yayılmasını önlemek amacıyla Ortadoğu’ya yaptığı diplomatik gezinin başlangıcında Cumartesi günü Türkiye ve Yunanistan liderleriyle bir araya gelmişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Matthew Miller 4 Aralık Perşembe günkü brifinginde, Dışişleri Bakanı’nı Biliken’in yabancı mevkidaşları ile görüşmelerde bulunmak üzere Türkiye, Yunanistan, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, İsrail, Batı Şeria ve Mısır’ı ziyaret edeceğini açıklamıştı. Miller gazetecilere verdiği demeçte, “Çatışmalar sona erdikten sonra Gazze’nin nasıl görüneceğine dair ek adımlar attığımızı göreceksiniz” diyor.
ABD ayrıca Filistin toprakları için savaş sonrası bir yol haritası üzerinde çalışıyor ve Filistinlilerin Gazze’den zorla çıkarılmasına karşı olduğunu açıkladı. Matthew Miller çarşamba günü Amerika’nın Sesi’ne verdiği demeçte, “Gazze bir daha İsrail’e yönelik terör saldırılarına sahne olamaz” diyor. “Sonuç olarak görmek istediğimiz şey Gazze ile Batı Şeria’nın Filistin liderliği altında yeniden birleşmesi” ve “Hamas’ın bunda kesinlikle hiçbir rolü olmayacak.” Diye açıklıyor.
Oh be, bir nefes alalım derim, bu senaryolar karşısında inandırıcı olmasa bile, pembe tablo olarak görelimi ne dersiniz. ABD ne Ukraynada savaşın, nede Filistin de savaşın durmasını istemeyeceği bellidir.
Savaşsız düşlerle sağlıklı yaşayın, sağlıcakla kalın.