ABD, İRAN SINIRINA 100 YILLIK ÜS KURUYOR
ABD, İran Sınırına 100 Yıllık Üs Kuruyor – Azerbaycan ve Türkiye İçin Yeni Fırsat mı, Gizli Tehdit mi?
BİR KORİDOR, İKİ PLAN
ABD, Güney Kafkasya’da tarihî bir hamleye imza attı. Ermenistan ile Azerbaycan arasında uzanan ve İran sınırına sıfır noktasında bulunan Zengezur bölgesinde 42 kilometrelik bir koridor, adı açıklanmayan bir Amerikan yönetim şirketine 100 yıllığına kiralandı.
Sızan bilgilere göre bu koridor, kamuoyuna “Trump Bridge Transportation Corridor and Defence Gateway” adıyla duyurulsa da, asıl işlevi stratejik bir istihbarat ve askeri geçiş hattı oluşturmak. Anlaşma, ABD, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan gizli bir mutabakat ile sağlandı.
Bu gelişme, hem Azerbaycan’ın Nahçıvan üzerinden ana karaya entegrasyonu, hem de Türkiye’nin doğrudan Türk Dünyası bağlantı koridoru stratejisi açısından bir dönüm noktası. Ancak bu “koridor”, aynı zamanda ABD’nin İran’a yönelik yeni kuşatma planlarının tam kalbinde yer alıyor.
AZERBAYCAN’IN KAZANCI: KORİDOR AÇILDI AMA KİMİN KONTROLÜNDE?
Azerbaycan yıllardır talep ettiği “Zengezur Koridoru’na fiilen ulaşmış durumda. Nahçıvan ile ana karayı birleştiren hat artık açık; bu, Bakü için hem ekonomik hem siyasi büyük bir kazanım. Ancak sorun şu: Bu hat, Bakü’nün değil, Washington’un denetiminde işletilecek.
Anlaşmaya göre:
- ABD merkezli şirket, tüm lojistik ve güvenlik süreçlerini kontrol edecek.
- Ermenistan toprakları üzerinde olduğu için %30 gelir Erivan’a verilecek.
- Azerbaycan tarafında ciddi bir güvenlik ve siyasi kontrol sağlanamayacak.
Bu tablo, Bakü için stratejik bir ikilem doğuruyor: Koridor açıldı, ama kontrol başka elde. Azerbaycan’ın bu gelişmeyi tamamen lehine çevirmesi için Türkiye ile birlikte koridorda eşit güvenlik ve siyaset rolü alması kaçınılmaz.
TÜRKİYE’NİN POZİSYONU: FIRSAT PENCERESİ Mİ, TUZAKLI ORTAKLIK MI?
Ankara, Türk Dünyası entegrasyonu kapsamında uzun süredir Zengezur hattının açılmasını istiyor. Bu gelişme yüzeyde bir başarı gibi görünebilir. Ancak derine inildiğinde:
ABD’nin “özel askeri şirket” (PMC) kisvesi altında 1000 kişilik bir askeri varlığı koridora yerleştireceği;
Türkiye’nin de bu kuvvetlerde “ortak” olacağı fakat emir-komuta yapısının ABD’de kalacağı;
Gerçekte bunun bir CIA projesi olduğu ve asıl hedefin İran sınırında tam gözetleme ve provoke edilebilir bir istihbarat cephesi kurmak olduğu açıkça belirtiliyor.
Türkiye açısından burada iki yönlü risk var:
- İran’la doğrudan cephe gerilimine dahil olma tehlikesi
- ABD ile ortak görünen ama tek taraflı bir güvenlik yapılanmasında araç sallaşma riski
BÖLGESEL REAKSİYONLAR
. Fransa, bu gelişmeye açıkça karşı çıktı. Macron yönetimi, bu koridorun Fransa’nın bölgedeki denge kurma çabalarını sabote ettiğini açıkladı ve ABD’yi bölgeyi “savaşa sürüklemekle” suçladı.
. Rusya, şimdilik sessiz. Ancak Kremlin kaynakları, Paşinyan yönetiminin bu gizli anlaşmayla Batı’ya tamamen teslim olduğunu düşünüyor.
. İran, resmi bir açıklama yapmadı; ancak Tahran’daki bazı sızıntılar, İran’ın bu durumu açık bir kuşatma adımı olarak gördüğünü ve sınırda güvenlik önlemlerini artırdığını ortaya koyuyor.
ANALİZ: TÜRKİYE VE AZERBAYCAN NE YAPMALI?
Bu tablo karşısında, Türkiye ve Azerbaycan’ın stratejik hareket kabiliyeti şunlara bağlı:
- Koridorun ortak denetimini sağlamak:
ABD’nin tek başına kontrolüne izin verilmemeli. Koridorun hem ekonomik hem güvenlik denetimi, Ankara ve Bakü’nün birlikte yürüteceği şeffaf bir modelle inşa edilmeli.
- İran’la çatışmadan kaçınmak:
Tahran, bu gelişmeyi doğrudan kendisine tehdit olarak görebilir. Ankara ve Bakü’nün, “koridor sadece ekonomik amaçlıdır” mesajını yüksek sesle ve diplomatik yollarla iletmesi kritik.
- CIA operasyonlarına alet olmamak:
Türkiye’nin PMC adı altındaki askeri güçte yer alması, onu sahada “ABD’nin taşeronu” gibi gösterebilir. Bu algı, hem bölgede hem de Türk Dünyası’nda Ankara’nın itibarına zarar verir.
- Yeni bir Türk Dünyası Senaryosu geliştirmek:
Bu fırsat, Türk Devletleri Teşkilatı’na yeni bir stratejik yön çizebilir. Ancak ABD ile denge kurulmadan atılacak her adım, Türk Dünyası’nın kendi kontrolünde olmayan bir entegrasyon sürecine dönüşebilir.
SONUÇ: KORİDOR AÇILDI, ŞİMDİ MÜCADELE KİMİN KORİDORU OLACAĞI ÜZERİNE
Zengezur hattı fiilen açıldı. Ancak şu an koridorun sahibi Washington. Türkiye ve Azerbaycan için bu gelişme, fırsat gibi görünse de, derin jeopolitik hesaplar yapılmazsa, sonuç başkasının planına figüran olmak olabilir.
Koridoru Türk Dünyası’nın stratejik çıkarları için birleştirici bir damar haline getirmek mi, yoksa İran sınırında ABD’nin savaş hazırlıklarının parçası olmak mı? Bu sorunun cevabı, önümüzdeki ayların en kritik diplomatik ve güvenlik başlığı olacak.
Araştırmacı, Gazeteci: Mesut HARAY