BAKÜ YÜKSELİYOR, TAHRAN PANİKLİYOR
Bakü Yükseliyor, Tahran Panikliyor: İran’ın Güney Azerbaycan Korkusu Derinleşiyor
İran, Azerbaycan’ın yükselişinden ve Güney Azerbaycan’daki Türk kimliği uyanışından endişe duyuyor.
İran-İsrail gerilimi azaldı, fakat İran’ın kuzey sınırında yeni bir hareketlilik başladı. Tahran yönetimi, gözünü bir kez daha Azerbaycan’a çevirdi. Sebep basit ama derin: Güney Azerbaycan Türklerinin kalbi Bakü ile atıyor ve bu, İran’ın en hassas fay hattına dokunuyor.
İran’ın Yeni Hedefi: “Hain Komşu” Algısı mı?
İranlı bazı yetkililer geçtiğimiz günlerde, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarında Azerbaycan hava sahasını kullandığını öne sürdü. Ne var ki, Bakü bu iddiaları net şekilde yalanladı, İran’a taziyelerini iletti ve saldırılardan duyduğu endişeyi ifade etti. Diplomasinin tüm incelikleriyle gerilimi düşürmeye çalıştı.
Ancak İran durmadı. Resmî söylemin ötesinde rejime yakın medya organları ve analiz çevreleri, Azerbaycan’ı hedef tahtasına yerleştirmekte kararlı. Çünkü mesele İsrail değil, asıl korku Güney Azerbaycan’dır.
Güney Azerbaycan: İran’ın Derin Devlet Hafızasındaki En Büyük “Güvenlik Riski”
Bugün İran’ın yaklaşık üçte biri Türklerden oluşuyor. Bu gerçeği inkâr eden Tahran rejimi, özellikle Güney Azerbaycan’da yükselen millî bilinci “dış destekli ayrılıkçılık” olarak yaftalıyor. Bu nedenle:
Bakü’nün her uluslararası hamlesi bir tehdit gibi algılanıyor,
Türk Dünyası ile geliştirilen her iş birliği “Pantürkizm” paranoyasını tetikliyor,
Güney Azerbaycan’daki her sosyal hareket, güvenlik güçleriyle bastırılıyor.
Yani İran, sınır ötesindeki kardeş devletin güçlenmesini kendi iç barut fıçısına kıvılcım olarak görüyor.
İran Rejiminin Üçlü Oyunu: Dezenformasyon, Bastırma ve Yalıtma
Tahran yönetimi, Azerbaycan’ı hem içeride hem dışarıda yalnızlaştırmak için üç strateji uyguluyor:
Dezenformasyon: Rejim medyası, Azerbaycan’ı “Siyonist üs” olarak lanse ediyor. Toplumun duygusal reflekslerini Azerbaycan’a karşı kışkırtıyor.
Baskı: Güney Azerbaycan’da Türk kimliği taşıyan her sivil girişim, anında “devlet güvenliğine tehdit” diye bastırılıyor.
Yalıtma: Ermenistan ve Rusya üzerinden Azerbaycan’ı diplomatik sıkışmaya zorlayarak, Türkiye ile kurduğu stratejik ortaklığı etkisizleştirmeye çalışıyor.
Ancak unuttukları bir şey var: Bu politikalar ne Türk kimliğini yok edebiliyor ne de Azerbaycan’ı diz çöktürebiliyor.
Bakü’nün Varlığı, Güney’in Umududur
Güney Azerbaycan Türkleri için Bakü yalnızca bir başkent değil, bir gelecek hayalidir. İran’da her geçen gün artan ekonomik kriz, baskıcı rejim, ifade özgürlüğünün yokluğu ve kimlik inkârı; gençlerin kalbini kuzeye, özgürlüğün ve kimliğin sembolü olan Azerbaycan’a yöneltiyor.
Bu bağ güçlendikçe, İran’ın korkusu da büyüyor. Çünkü Tahran biliyor ki; artık sadece sınırları değil, zihinleri ve gönülleri de kontrol etmek zorunda. Oysa gönüller çoktan kararını vermiş gibi…
Sonuç: Bir Devletin Korkusu, Bir Halkın Uyanışı
Tahran’ın Azerbaycan’a yönelttiği ithamlar ve baskılar, stratejik bir hamle değil, panik içinde atılan reflekslerdir. Rejim, 21. yüzyılda hâlâ 20. yüzyılın inkârcı aygıtlarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. Fakat gerçek şu: Güney Azerbaycan kimliği artık yalnız değil. Ne dijital çağda ne de diplomatik masalarda.
Bakü yükseldikçe, Tahran panikleyecek. Ama bu panik, artık bir şeyi değiştiremeyecek: Güney Azerbaycan günbegün Türk kimliğine söykenerek uyanıyor.