BÜYÜKELÇİ
Sevgili okurlar,
Ülkeler karşılıklı olarak biri birilerine elçi ataması yaparlar bu elçiler ülkeler arasında ekonomik sosyal kültürel vb alanlarda faaliyetler yaparak iki ülke arasındaki dostlukları pekiştir herhangi bir sorun çıktığında da o sorunu çözmek için çaba gösterir. Büyük elçiler atandığında o ülkenin Başkanı tarafından güven mektubu verilerek gideceği ülkenin Başkan veya Cumhurbaşkanına sunulur yani bu elçi güvenilir biridir ülkemizi orada temsil edecektir Son aylarda büyükelçiliğe yakışmayacak hareketler izlemekteyiz.
ABD büyük elçisi Tom Barak Türkiye büyük elçisi ve Suriye özel temsilcisi yani sömürge valisi diyelim son zamanlarda Türkiye hakkında ileri geri bir sürü açıklamalar yapıyor Türkiye Osmanlı sistemine dönmeli yüzyıl önce sistem bundan iyiydi Suriye’de eyaletlerin kurulması birlik devletlerin oluşturulması gibi beyanatlar vererek Türkiye’nin iç işlerine doğrudan müdahale de bulunuyor.
Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalara bölmek Kurtuluş savaşını Lozan antlaşmasını yok sayarak Sevr anlaşmasını canlandırıyor. Türkiye’nin Lübnan, Suriye ve Yugoslavya gibi olmasını istiyor. Büyük elçinin bu açıklamalarına ne yazık ki Türk Dışişleri bakanlığı, ilgili bakanlıklar veya iktidar sözcülerinin de herhangi bir cevap verildiğini duymadık halbuki bu tür olaylar elçi Dışişlerine çağrılarak uyarılır sonuç alınmaz ise Nota verilir bundan da sonuç alınmazsa Büyük elçi istenmeyen adam ilan edilerek ülkesine gönderilir şu ana kadar iktidar tarafından her hangi bir işlem yapılmamıştır.
Büyük elçiye karşı hiçbir cevap verilmediği gibi iktidar ve ortağı elçiye destek verir gibi açıklamalarda bulunuyorlar Cumhurbaşkanı Türk, Kürt ve Arap kardeştir diyor Ümmet sisteminde Osmanlı sisteminden dev vurarak ne yazık ki insanları ayrıştırıyor. MHP lideri Cumhurbaşkanlığı sisteminin devam etmesi gerektiğini yeni bir öneri getirerek Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun biri Kürt biri Alevi bu nasıl bir öneri yurttaşlar arasında tamamen ayrımcılık yapılıyor peki öteki gruplar veya etnik kökenliler ne olacak diyelim ki oldu tüm kurum ve kuruluşlardaki Daire başkanları, Genel müdürlerinde ve diğer birimlerinde de Başkan ve yardımcıları hangi kökenden olacak böyle bir sistem büyük felakete yol açar. Türkiye Cumhuriyeti
Üniter, laik sosyal bir hukuk devletidir.
Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki iç cepheyi güçlendirelim birlik ve beraber olalım doğru bir söylem ama gerçekte öyle olmuyor Vatandaşlar arasında ayrımcılık yapılırsa bendensin sendensin diyerek ayrım olursa iç cephe nasıl güçlenecek? insanlar iktidarı ve üyelerini eleştirdi diye cezalandırılıyorsa gazeteciler yazar bilim insanları eleştiri yaptığında hapse atılıyorsa belediye başkanları haksız yere hapislerde yatıyorsa hasta olanlar raporları olmasına rağmen hapiste tutuluyorsa muhalefet partileri baskı altına alınıyorsa iç cephe nasıl güçlenir? Terörsüz Türkiye diyerek terörist başı bebek katilinin talimatları iktidar ve ortağının da onayı ile anayasada değişiklik yapılması umut haklarının verilmesi teröristlerin af edilmesi ve hukuku işlemlerin yapılması için TBMM’de komisyon kurulmasına karar verildi.
Partilerin kaç üye verecekleri açıklandı. Burada ana muhalefet partisine büyük görevler düşüyor tüm yurttaşlarımızın büyük çoğunluğu komisyona üye vermemesi yönünde istekleri var. Özgür
Özel ve ekibi önemli kararlar almalar gerekir Atatürk ilkelerine bağlı kalarak bu komisyona üye verilmemelidir.
Hoşça kalın sağlıkla kalın